Dortyol.com - Haber, Son Dakika Haberleri

Dörtyol'un Kuruluşu ve Tarihi
Dörtyol'un Kuruluşu ve Tarihi

Dörtyol'un Kuruluşu ve Tarihi

İskenderun Körfezi'nin kuzeydoğu kıyısı ile Amanos Dağları arasındaki kıyı ovasında kurulan Dörtyol'un tarihi geçmişi oldukça yenidir. Şehrin ilk dokusunu oluşturan yerleşme çekirdeği, Fırka-i İslahiye'nin(1) yörede düzeni sağlamasından (1865) sonra kurulmuştur. Buna göre, verimli tarım arazileri ile uygun iklim şartlarına sahip olmasına ve Anadolu'yu Filistin, Hicaz ve Mısır'a bağlayan karayolu güzergahının da Dörtyol ovasından geçmesine rağmen, ilk yerleşme çekirdeğinin 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkması oldukça ilgi çekici bir konudur.


Anadolu'nun ve yörenin uzun yerleşme tarihi ile çelişen bu durumun, ilçenin kurulduğu sahanın fiziki coğrafya özelliklerinden ve bu bölgede uzun süre siyasi otoritenin kalıcı düzeni sağlayamamasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Gerçekten de yörenin toprak ve iklim özellikleri yerleşime uygun olmasına karşın kıyının sığ olması, yelkenli gemilerin bile yanaşması için uygun değildir. Diğer taraftan burada yaşayan insanlar, kıyı kesiminde yer yer bataklıkların bulunması nedeniyle sıtma hastalığına bir tedbir olarak kıyılardan uzun süre uzak durmuşlardır.


Dörtyol ovasının güneyi ve batısında tarihi yerleşmeler ve kalıntıları bulunmaktadır. Bunlardan en eski döneme ait olanı ilçenin kuzeybatısında Yeşilköy Mahallesi'nde deniz kıyısında yer alan Kinet Höyük'tür. Daha önce teferruatlı anlattığımız Kinet Höyük yazımızı inceleyebilirsiniz.


Kinet Höyük'ün kuzeyinde antik İssos yerleşmesi ve güneyde de Payas kalesi ve limanı ile Osmanlı dönemine ait kervansaray yer almaktadır. Bugün Erzin ilçesi sınırları içinde kalan ve Kısık Boğazı'nın güneyinde yer alan antik şehir kalıntıları bulunmaktadır. Su kemerlerinin de bulunduğu İssos harabeleri, tarihteki önemini Büyük İskender ile Darius arasında yapılan savaştan alır.


Yörenin uzun tarihi boyunca Etiler, Asurlar, Persler, Makedonyalılar, Grekler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Memlûklar ve Osmanlılar bu bölgede hakimiyeti sağlamışlardır. Dörtyol ilçesinin güneyinde yer alan Payas, yörede en önemli tarihi eserlerin bulunduğu nüfusu 40 bini aşan bir ilçedir. Payas'ta, Cenevizlilerden kaldığı sanılan bir kale ve yine Cenevizliler veya Haçlı Seferleri sırasında yapıldığı belirtilen Cin Kulesi'yle Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, bedesten, hamam, kervansaray ve Sokullu Köprüsü gibi tarihi eserler bulunmaktadır. Evliya Çelebi bu yapıların 1588-1599 yılları arasında yapıldığını belirtmektedir.(2)


Bu tarihi eserlerden anlaşıldığına göre Payas, yörede Dörtyol'dan önce kurulmuş ve gelişmiş tarihi bir yerleşmedir. Antik dönemde, Baisas adı ile bilinmekle birlikte Osmanlı döneminde yerleşmeye Beyas denilmekteydi.(3) Osmanlı Devleti'nin 1517'de bu yöreye tamamen hakim olmasıyla burada yeni bir yapılanmaya gidilmiş ve Arsuz, İskenderun ile Özerli'yi kapsayan sahada Üzeyr Sancağı kurulmuştu. Ülkemizin İstanbul'dan başlayıp Eskişehir, Ankara, Konya, Gülek Boğazı, Tarsus ve Adana üzerinden İskenderun Körfezi kıyılarını takip ederek Belen geçidinden kuzey Suriye'ye ulaşan bir Hac Yolu olarak da kullanılan bu yol, Anadolu yol güzergahlarının güney bölümünü oluşturur.(4) Bu güzergahın Dörtyol Ovası'ndan da geçmesi, tarihin her döneminde yöreye ayrı bir önem kazandırmıştır. Osmanlı devleti, yöreyi hâkimiyetine aldıktan sonra, Payas'ta derbent(5) teşkilatı kurmuştur. II. Selim döneminde ise yukarıda belirtilen Osmanlı eserleri yapılmıştır. Üzeyr Sancağı'nın 16. yüzyılda Türkmen nüfusu 3245 (1526 yılı) ile 7011 (1573 yılı) arasında değiştiği tahmin edilmektedir.(6) Yine aynı araştırmada sancağın 1573 yılındaki toplam nüfusunun 11.071 olduğu belirtilmektedir. Bu araştırmada, Türkmen olmayan nüfusun etnik yapısı belirtilmemiştir. Sadece, Üzeyr Sancağı'na kendi karyesinde (köy) 1521 ve 1523 yıllarında Müslümanlarla birlikte oturan Ermenilere de rastlandığı belirtilmektedir. 


Tarihte bu yörede hakim olan milletler dikkate alındığında, 16. yüzyılda nüfusun %70 kadarını Türkmenler oluşturmakla birlikte, Arap, Rum ve az da olsa Ermeni nüfus bulunmaktadır. Bu çalışmadaki bilgilerden anlaşıldığına göre, 16. yüzyılda Dörtyol Ovası'nda Ermeni nüfus bulunmamakta, Birinci Dünya Savaşı öncesinde yörede yaşayan Ermeniler, daha sonraki dönemlerde, muhtemelen Fırka-i İslahiye'nin asayişi sağlamasından sonraki yıllarda Türkmen ve Kafkas göçmenleri ile aynı zamanda yöreye yerleşmiş olmalıdırlar.


16. yüzyılda kurulan Üzeyr Sancağı'nda çok sayıda köy ve mezranın bulunduğu ifade edilmektedir. Bu köy ve mezra isimleri incelendiğinde Dörtyol ilçesindeki yer isimlerine benzeyen bir köye rastlanmıştır. Bu köyün adı, Çökmezli'dir. Ayrıca Özerli Çayı'nın kollarından birinin adı da Çökmezimen deresidir. Bundan başka Çağsendi ve Çöksendi adında köyler de mevcuttu. Çökmezimen ismi, yörede yapmış olduğumuz mülakatlarda Dörtyol ilçesinin ilk yerleşme çekirdeğini oluşturduğu kabul edilen Çokmerzimen Köyü ile önemli benzerlikleri bulunmaktadır. Çokmerzimen Köyü'nün Özerli, Ocaklı, Payas, Kuzuculu, Çaylı ve Karakese köylerinden sonra kurulduğu belirtilmektedir.(7) Osmanlı döneminde özellikle konar göçer ailelerin kışın kaldıkları köylerin bugünkü köylerden farklı olduğunu belirtelim. O halde Çökmezimen Köyü, Dörtyol'un ilk çekirdeğini oluşturabileceği ihtimalini gözardı edemeyiz. Kuşkusuz, bu konudaki en doğru bilgilere ulaşmak, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ndeki yöre ile ilgili tahrir defterlerinin daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ile mümkün olacaktır.


Osmanlı Devleti,nin zayıflaması bu yörede de asayişin bozulmasına neden olmuştur. Devlet hakimiyetinin ortadan kalkması, yörede devlete karşı çıkan ve kanunlara uymayan derebeyi aileleri ortaya çıkarmıştı. Bu aileden biri de Payas'ta yaşayan Küçük Alioğulları idi.(8) Bunlar 1800 yılından bu yana, yolcular ve ticaret malları üzerinden önemli ölçüde geçit hakları alıyorlardı.(9) Önemli bir ticaret yolu üzerinde bulunan ve karayolu ile hacca gidenlerin güzergahı üzerindeki Dörtyol ovası ve çevresi, özellikle 19. yüzyılın sonlarına kadar büyük sıkıntıların yaşandığı bir yöredir. Yörede Fırka-i İslahiye'nin asayişi sağlaması, özellikle Amanos Dağları'nın doğusundan ve Halep'ten gelen Türkmen aşiretlerinin bu sahaya yerleşmelerine zemin hazırlamıştır. Hatta, Fırka-i İslahiye yapılandırması içinde bazı köyler de kurulmuştur. Bu köyler Ocaklı, Büyük Güllü ve Küçük Güllü adlı yerleşmelerdir. Osmanlıca yazılı orijinal haritada ise Erzin, Güllü, Ocaklı isimlerine de rastlanmaktadır.(10)


Bu köylerden Ocaklı, Dörtyol ilçesinin bir mahallesidir. Güllü isimleri, muhtemelen ses farklılığından dolayı Lülük-Üllük (Yoncadüzü) gibi değişikliğe uğramış olup Erzin ilçesine bağlı bir köy yerleşmesidir. Fırka-i İslahiye'nin asayiş ve düzeni sağlaması, yöre nüfusunun artmasına da neden olmuştur. Nitekim Payas'ın Halep vilayetine bağlı olduğu 1865 yılında sancakta 4330 Müslüman ve 759 Hristiyan olmak üzere toplam 5089 kişi yaşıyordu.(11) Cebel-i Bereket Sancağı'nın 1878-1890 yılları döneminde Payas, 1000 km² yüzölçümüne sahip 18.800 nüfusu ile sancağın en fazla nüfusuna ve nüfus yoğunluğuna sahip kazasıdır.(12) Payas'ın nüfusu 1892 yılında 6325 olarak belirtilmektedir. Buna göre, Erzin ve Dörtyol başta olmak üzere yöredeki diğer yerleşmeler'de yaşayan nüfus 12.475'e ulaşmıştı.


Dörtyol ilçesinin ilk çekirdeğini oluşturan yerleşim yeri Ocaklı Köyü olarak gözükmektedir. Ancak, Ocaklı Köyü 1989 yılında Dörtyol ilçesine bağlanmıştır. O halde Dörtyol, Çökmezli köyü dikkate alınmazsa, Ocaklı Köyü'nden de sonra kurulmuş bir yerleşmedir. Dörtyol, muhtemelen 1880 veya 1890'lı yıllarda Halep çevresinden gelen Türkmen ve Ermeni ailelerin yerleşmesiyle ilk çekirdeğini oluşturmuştur. Bu dönemde Abdurrahmanlar, Çankırlar, Delisüllüler, Bölükbaşılar, Bozdoğanlar, Karabeyler, Akkoyunlular ve Türkoğulları aileleri Dörtyol'a gelip yerleşmişlerdir.(13) İlk adı İmraniye olan yerleşime, 1900 yılında köy olarak Payas'a, 1906 yılında bucak olunca Erzin'e ve 1909 yılında da kaza yapılınca da Cebel-i Bereket vilayetine bağlanmıştır.(14) Dörtyol ilçesi, bu vilayetin 1933 yılında kaldırılması ile önce Adana'ya, daha sonra da 1939 yılında anavatana katılan Hatay iline bağlanmıştır.


Birinci Dünya Savaşı'nda en fazla etkilenen yörelerden biri de Dörtyol'dur. Savaşın ilk yıllarında Anadolu'daki Ermeniler gibi Dörtyol'dakiler de Suriye'ye gönderilmişti. Dörtyol'dan 1915 yılında gönderilen Ermenilerin sayısının 9000 civarı olduğu belirtilmektedir.(15) Savaşı Osmanlı Devleti kaybedince Dörtyol'un da içinde bulunduğu bölgeyi Fransızlar işgal etmişti. Dörtyol 11 Aralık 1918'de Fransızların hakimiyetine geçmişti. Bu arada Fransızlarla geri dönen 12 bin kadar Ermeni Dörtyol'a yerleştirilmişti. Özerli Köyü'nde Ermenilerin üç Türk'ü öldürmesi ile başlayan gerginlik, Mehmet Çavuş'un iki Ermeni'yi öldürmesiyle devam etmiş ve Fransızların da müdahil olması sonucu, Kurtuluş Savaşı'nda atılan ilk kurşun Dörtyol ilçesinin doğu sınırında yer alan Karakese'de atılmıştı. İzmir'de Hasan Tahsin olayından yaklaşık altı ay önce gerçekleşen bu gerçek, artık ders kitaplarında da yer almaktadır. 


Ermenilerin baskısı artınca yörede oluşturulan çeteler, büyük fedakarlıklarla düşmanlara karşı mücadele vermişlerdir. Bu mücadelenin bir sonucu olarak Dörtyol, 9 Ocak 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuştur.


Dörtyol, esas gelişmesini Cumhuriyet döneminde sağlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında uzun süren asayiş bozuklukları ve Birinci Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı'nın yaralarını sarmaya çalışan yöre insanının büyük gayretleriyle hızlı bir gelişme seyri izlenmektedir. Ancak ilk dönemlerdeki gelişme seyrinin yavaş olduğu gözlenmektedir. İlk dönemlerde (1927'de 3822 nüfuslu) küçük bir kasaba olan Dörtyol'da, Hatay Cumhuriyeti'ne sınır olmanın zorlukları da yaşanmıştır. 1930 yılında Dörtyol Kasabası'nda, bir ilkokul, bir dispanser, bir eczane, on portakal mağazası, 150 dükkan, üç lokanta, on kahvehane, iki han, üç otel ve bir kereste imalathanesi bulunuyordu. Gerçi, 1935'den sonra yöreye askerî birliklerin getirilmesi, kasaba nüfusunun da artmasına neden olmuştur. Öyle tahmin ediyoruz ki, Kışlalar Mahallesi bu dönemde büyümüş ve adını da kasabadaki askeri birlikten almış olmalıdır. Hatay'ın anavatana katılması ile sınır kasabası özelliğini kaybeden yerleşmeden, birliklerdeki asker sayısı da azaltılmıştır. Bu nedenle 1945 yılında, Küçük Çaylı Köyü ile birleşmesine rağmen nüfusu azalmıştır. Adana'yı İskenderun'a bağlayan karayolunun çevresinde az sayıda ticari iş yeri ve konutlardan oluşan kasabada bir ilkokul, bir ortaokul, halk odası, iki otel, altı kahvehane, dört fırın, üç han, bir mezbaha, dispanserinde dördü muvazzaf beş doktor bulunuyordu. Kasabada bulunan 11 kilometrelik yolun 2.4 kilometresi parke, 4 kilometresi şose ve 4.5 kilometresi ham yoldan oluşuyordu.


Dörtyol Kasabası, 1950 yılında Özerli Köyü ile birleşerek yatay yönde önemli ölçüde genişlemiştir. Özerli Köyü'nün kasaba ile birleşmesi nüfus artışı yanında (1945'te nüfusu 1130), alansal olarak da önemli ölçüde genişlemiştir. Çünkü Özerli Köyü 1400 hektarı aşan bir alana sahipti. Bu dönemde yaklaşık 980 hektarlık bir alana sahip olan kasaba, Özerli ile birleşince alanı da %150'lik bir artışla 2200 hektarı aşmıştı. Bu arada, kasabanın Özerli Köyü ile sınırı belirleyen Özerli Çayı ve Rabat Deresi de yerleşmenin orta bölümünde kalmıştı.


1950'den sonra gelişme seyri hızlanan kasabada önemli gelişmeler meydana geldiğini görüyoruz. Önceleri kasabanın içinden geçen ve Adana'yı Hatay'a bağlayan karayolunun güzergahı değiştirilerek 3 km kadar batıdan demiryoluna paralel olarak geçirilmiştir. Şehrin daha sonraki yıllarda batıya doğru genişleme nedenlerinden biri de, eski yola göre standardı yükseltilen bu karayolunun çekicilik özelliğidir. Tarımsal faaliyetlerin giderek önem kazandığı kasabada Ziraat Bankası şubesi ve çırçır atölyesi bulunmaktadır artık.


Yaklaşık 180 ticari iş yerinin bulunduğu kasabada, nüfus artışına paralel olarak pazar da kurulmaya başlanmıştır. Taş ve kerpiç konutlar yanında tuğladan yapılmış konutlar giderek fazlalaşmaktadır. Yerli veya marsilya tipi kiremitlerle örtülü eğimli çatıya sahip evlerin hakim olduğu kasabada, o dönemde konutların önemli bir kısmı tek katlıydı. Yine bu dönemde kasabaya elektrik verilmeye başlanmış olup, bu amaçla dizel özellikli küçük bir elektrik üretim tesisi ve Çaylı üzerinde köy tipi hidroelektrik santrali kurulmuştu.


1970 yılına gelindiğinde artık Dörtyol, kasaba değil ilçedir. 1970'den sonra önemli gelişmeler meydana gelmiştir. İsdemir'in 1970'de temelinin atılması ile başlayan gelişme, bu tesisin 1975 yılında faaliyete geçirilmesi ile artarak devam etmiştir. Bu gelişmeyi, hem nüfus artışında, hem de daha önceleri kullanılmayan veya tarıma ayrılan arazilerin şehirsel kullanıma açılmasında görmek mümkündür. Ayrıca, çoğunluğunu bir veya iki katlı meskenlerden oluşan Dörtyol'da, giderek artan bir şekilde hem kat sayısı artmaya başlamış ve hem de bina yapı malzemelerinde önemli değişiklikler meydana gelmiştir. İlçenin devamlı olarak göç alması, merkezden çevreye doğru genişlemeyi teşvik etmiştir. Batıya doğru meydana gelen bu gelişmenin en önemli nedenleri, yerleşmeye uygun arazilerin batıda geniş yer kaplaması ve E91 karayolu ile Adana-iskenderun demiryolunun ilçeye 3 km kadar batısından geçirilmiş olmasıdır. Çünkü, şehrin doğusunda Amanos Dağları, güneyde Özerli Çayı ve kuzeyde de Deliçay bulunmakta olup, bu doğal faktörler yerleşmenin bu yönlerde genişlemesini sınırlandırmıştır. Ancak tam bir sınırlandırmadan da bahsedilemez. Nitekim, Özerli Mahallesi kendi sınırları içerisinde güneye ve doğuya doğru genişlemiştir.


Dörtyol artık o kadar fazla göç almıştır ki, ilçe merkezinin batı ve güneybatısındaki Tigem ve askeri tesisler bile ilçenin batıya doğru genişlemesini önleyememiştir. Bu süreçte Numune Evler Mahallesi, 1980'li yılların başında oluşturulmuştur. Yine bu dönemde ilçe, kuzey ve güneybatı doğrultusunda gelişerek, 1989 yılında ilçe merkezine 1 ile 2 km uzaklıktaki, Ocaklı ve Büyük Çaylı, Dörtyol ile birleştirilmiştir. Küçük Çaylı ile Büyük Çaylı'nın birleştirilmesi sonucu Çaylı Mahallesi oluşturulmuştur. Nüfusu daha fazla olan Ocaklı, 1985 yılında 8534 nüfusa sahipken ayrı bir mahalle olmuştur.


İlçenin batıya doğru genişlemesinde, 1980'li yılların ortalarından itibaren denizden daha fazla yararlanmak isteyen ailelerle Osmaniye, Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi illerde oturup, deniz kıyısında ev sahibi olmak isteyenlerin de etkisi bulunmaktadır. Gerçekten de bugün kıyıda bir kısmı Dörtyol ilçesinde oturan ailelere ait olmak üzere 5 binin üzerinde konut bulunmaktadır.


Dörtyol ilçesi, 1990'dan itibaren bazı kamu kuruluşlarının hizmet bina ve tesislerini E91 karayolu üzerinde ve yakınında kurulmasıyla batıya doğru genişlemeye devam etmiştir. Yine bu dönemde Özerli Mahallesi'nin güneybatısında Payas ilçesinin kuzeyinde Dörtyol Küçük Sanayi Sitesi 1997 yılında hizmete açılmıştır. Böylece Sanayi Mahallesi'nde yer alan oto tamir atölyeleri buraya taşınmıştır. Küçük Sanayi Sitesi çevresinde ikamet alanları da gelişmeye başlamıştır. Çünkü burası, başta İsdemir olmak üzere, metal iş kolunda faaliyet gösteren sanayi tesislerine oldukça yakın bir yerdir.


Dörtyol ilçesi 125 bini aşan nüfusu, şehirsel merkeziyetin önem kazandığı, 7-8 katlı işyerleri ve konutların bulunduğu orta büyüklükte bir şehir özelliği taşımaktadır. Her ne kadar şehirsel alan geniş bir sahaya yayılmakla birlikte, yer yer planlama anlayışının uygulandığı bir yerleşme haline gelmiştir. Bütün bu gelişmeler, yaklaşık 110 yıl içinde gerçekleşmiştir. Dörtyol'un gelişme seyrinin devam edeceğini tahmin ediyoruz. Çünkü, Dörtyol'da sanayi iş kolunun güçlü olması ve artan fabrika teşebbüslerinin yeni iş imkanlarını sürekli hale getireceğine kuşkumuz yoktur. Bütün bunlar, Dörtyol'da nüfus artışını  teşvik edecektir kanaatindeyiz. Ayrıca ilçenin yatay gelişimi çok hızlı olmuş ve kuzeyde Altınçağ ve Kuzuculu ile kuzeybatıda Yeşilköy ve güneydoğuda Karakese ile birleşmiş durumdadır. 



Kaynakça

(1) Osmanlı Devleti ile Adana civarında yaşayan aşiretler arası husumeti ile başlayan, Osmanlı Devleti'nin bölgeye asker gönderip isyanları bastırması ve bir takım iskan politikalarıyla sonuçlanan olaylar zinciri,

(2) Evliya Çelebi Seyahatnamesi (3. Kitap, 1. Cilt)

(3) Gül, A., 1996, Üzeyr Sancağının Sosyo-İktisadi Yapısı (1521-1573). Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi

(4) Gürsoy, C.R., 1974, Türkiye'nin Tabii Yolları, Türk Coğrafya Dergisi, Ankara, Sayfa 26-29.

(5) Derbent: Yol veya geçitlerin en dar yerinde kurulmuş bir çeşit karakol.

(6) Gül, A., 1996, Üzeyr Sancağının Sosyo-İktisadi Yapısı (1521-1573). Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi

(7) Aslan, Kadir, Cumhuriyetin 75. Yılında Dörtyol, 1999, Dörtyol Belediyesi Kültür Yayınları, Antakya.

(8) Baysun, C., Cevdet Paşa Tezâkir, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1986, Ankara, Sayfa 129.

(9) Dumont, Paul, 1865 Tarihinde Güney-Doğu Anadolu'nun Islâhı, İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, 1981, Sayfa 10-11.

(10) Halaçoğlu, Y., Fırka-i İslahiye'nin Yapmış Olduğu İskan, 1973.

(11) Baysun, C., Cevdet Paşa Tezâkir, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1986, Ankara, Sayfa 225.

(12) Karaboran, H.H., Osmaniye'nin Kuruluş ve Gelişmesi, Fırat Üni. Sosyal Bilgiler Dergisi, 1996, Sayfa 25.

(13) Aslan, Kadir, Cumhuriyetin 75. Yılında Dörtyol, 1999, Dörtyol Belediyesi Kültür Yayınları, Antakya, Sayfa 18.

(14) Baykara, T., 2000, Anadolu'nun Tarihî Coğrafyasına Giriş, 2. basım, Türk Kültürünü Araştırma Enstütüsü, Yayın no 160, Ankara, sayfa 128.

(15) TC Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 1994, Osmanlı Belgelerinde Ermeniler (1915-1920), Arşiv Daire Başkanlığı, Yayın no 14, Ankara, sayfa 105.