Antalya’da 28 Temmuz’dan bu yana haber alınamayan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu, önceki gün Antalya Kepez‘de bir ormanlık alanda ölü olarak bulunmuştu. Gelen son dakika bilgilerine göre, cinayetle ilgili gözaltına alınan 48 yaşındaki inşaat mühendisi ve emlakçı Mustafa Murat Ayhan, Azra Gülendam’ı cinsel saldırı sonrası öldürdüğünü itiraf etti. BBC Türkçe'ye röportaj veren Azra'nın halası Medine Haytoğlu ise, "Azra öldürülen, şiddet gören, taciz ve tecavüz edilen kadınların sesi olabilmek için gazeteci olmak istiyordu." dedi.
Antalya Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünde okuyan Azra Gülendam Haytaoğlu'na 28 Temmuz’dan itibaren beş gün süreyle ulaşılamamış, genç kızın bulunabilmesi için beş gün boyunca sosyal medyada çok sayıda paylaşım yapılmıştı.
Kamera görüntüleriyle ortaya çıktı
Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Azra Gülendam'ın cep telefonuyla en son inşaat mühendisi ve emlakçı Mustafa Murat Ayhan’la görüştüğünü tespit etmesi üzerine Mustafa Murat Ayhan'ı gözaltına aldı. Katil zanlısı ilk ifadesinde, "Önceden tanışmıştık. Geldi, birlikte yemek yedik, sonra gitti. Bilgim yok." dese de polisin güvenlik kamerası görüntülerini incelemesi üzerine Mustafa Murat Ayhan'ın, Konyaaltı ilçesindeki evinden birkaç kez aynı valizle çıkıp geri geldiği belirlendi. Tekrar gözaltına alınan Mustafa Murat Ayhan, cinayeti işlediğini itiraf etti.
Katil zanlısının verdiği ifade ortaya çıktı
Azra Gülendam Haytaoğlu'nu vahşice öldüren Mustafa Murat Ayhan'ın emniyette verdiği ifadenin detayları ortaya çıktı. 16 Temmuz’da Konyaaltı'nda bir kafede servis elemanı olan Azra ile tanıştığını söyleyen katil zanlısı, genç kıza iş teklif ettiğini ve karşılıklı birbirlerinin telefonunularını aldıklarını söyledi. Azra’nın corona hastası olduğunu öğrenince mesaj gönderdiğini söyleyen zanlı, genç kızın, "Bakanım yok, beş gün oldu bir şey yemedim, ilaçlarımı almadım ölmek istiyorum. Her yerim çok ağrıyor." dediğini iddia etti. Azra'yı evden aldığını ve lokantaya gittiklerini söyleyen katil zanlısı Ayhan, Azra’nın ilacını alıp eve dönmek üzere yola çıktıklarını belirterek ifadesine şöyle devam etti: "Azra, arkadaşına telefon açtı. Arkadaşı cevap vermeyince 'Uyumuş telefonu duymuyor.' dedi. 'Evine bırakayım mı?' diye sordum. 'Ablamla kalmak istemiyorum.' demesi üzerine, 'Bende kalabilirsin. dedim. Azra da, ablası onu aradığında "Eve dönmeyeceğim, sana bahsettiğim arkadaşımda kalacağım, beni merak etme." dedi.
"Hareketsiz kalana kadar boğazını sıktım"
Saat 01:30 civarında eve geldiklerini söyleyen zanlı Ayhan, Azra salonda uyurken kendisinin odaya geçtiğini belirtti. İfadesinde alkol ve uyuşturucu hap aldığını söyleyen Ayhan, odadan çıktığında Azra’nın üzeri açık bir şekilde uyumakta olduğunu iddia ederek ifadesine şöyle devam etti: "Üzerini örttüğüm sırada elim kalçasına değdi. Panikle uyanıp 'Ne yapıyorsun?' diyerek, bağırıp yüzümün sol tarafını tırmaladı. Panikledim ve 'Sus ne bağırıyorsun.' diyerek iki elimle Azra’nın boğazını hareketsiz kaldığı zamana kadar sıktım. Nefes almadığını, nabzının atmadığını fark edince öldüğünü anladım." dedi.
Kan donduran detaylar
Azra’nın telefonu ve terliğini el valizine doldurup evden çıktığını anlatan katil zanlısı, cep telefonunu Boğaçay'a, terliğini ise çöpe attığını söyledi. Oturduğu sitede güvenlik kamerası olduğu için Azra’nın cesedini parçalayarak oradan çıkarmaya karar verdiğini söyleyen Ayhan, dönüşte marketten ağaç testeresi aldığını anlattı. Ayhan, cesedi banyoya taşıdığını, et bıçağı ile cesedin başını gövdesinden ayırdığını, başını poşete, poşeti de spor çantasına koyarak evden çıktığını anlattı. Sonrasında ise Seyir Terası mevkisindeki ormanlık alana gittiğini kaydeden katil zanlısı, Azra’nın başını uçurumdan attığını söyledi.
Eve dönünce gece alkol alıp ne yapacağını düşündüğünü anlatan Ayhan, sızdığını, ertesi gün hava aydınlanırken uyandığını söyledi. Küvetteki cesedin kol ve bacaklarını parçalara ayırıp çöp poşetlerine koyduğunu, poşetleri ise spor çantaya koyup boynuna asarak aracına taşıdığını anlatan Ayhan, Kirişçiler Köyü'ne yakın ormanlık alana giderek, her parçayı bir çalının içine attığını söyledi. Eve dönen katil zanlısı Ayhan, Azra’nın bedenini iki parçaya ayırdığını, bu parçaları da Kirişçiler civarındaki ormanlıkta bulunan çalılara attığını söyledi.
Katilin cesedi gömdüğü yeri tarif etmesi üzerine bölgede çalışma yapan ekipler bulunan parçaları otopsi için Antalya Adli Tıp morguna gönderdi. Katil zanlısı olduğu belirtilen Mustafa Murat Ayhan’ın "Canavarca hisle adam öldürmek" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildiği belirtildi.
Başsavcılıktan açıklama
Öte yandan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, Azra Gülendam Haytaoğlu'na ait olduğu değerlendirilen cesette otopsi ve kimlik tespiti işlemlerinin devam ettiğini belirten bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Antalya ilinde 30.07.2021 tarihinde müşteki E.T.H.'nin, kardeşi A.G.H.'nin kayıp olduğunu ihbar etmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığımız talimatı ve koordinesinde kolluk birimlerince aynı gün detaylı inceleme ve araştırmalara başlanmıştır. Yapılan araştırmalar ve güvenlik kameralarının incelenmesi sonucunda en son maktül ile birlikte görüntüleri tespit edilen şüpheli M.M.A., maktulü öldürdüğü iddiası ile 01.08.2021 tarihinde gözaltına alınmıştır. Maktule ait olduğu değerlendirilen ceset aynı gün bulunmuş olup otopsi ve kimlik tespiti işlemleri devam etmektedir." ifadeleri kullanıldı.
"Azra hep gazeteci olmak isterdi"
BBC Türkçe'ye konuşan Azra Gülendam Haytaoğlu'nun halası Medine Haytaoğlu, ailenin halen resmi kimlik tespiti ve otopsi raporu beklediğini söyledi. Hala Medine Haytaoğlu, Azra’nın en son 28 Temmuz’da ablasıyla telefonda mesajlaştığını, o günden bu yana ise Azra'dan haber alamadıklarını ifade etti.
Azra'ya dair haberlerde ya da sosyal medyada paylaşılan bazı detayların gerçeği yansıtmadığını belirten hala Haytaoğlu, "Azra’nın annesi bile cinayetin detaylarını haberlerden öğrendi ama daha ölüm raporu bile kesinleşmedi. Aile halen karakol ve hastanede bekliyor." dedi.
Cuma gününden bu yana Azra’nın HTS kayıtlarına bakılmasını talep ettiklerini vurgulayan Medine Haytaoğlu, "Bildiğimiz tek şey var, bu kişi (Mustafa Murat Ayhan) şüpheliydi. O yüzden telefon sinyallerine bakılmasını istemiştik. HTS kayıtlarına bakılarak Azra’nın en son görüldüğü yeri öğrenmek istedik, bunun için cuma gününden bu yana bekliyoruz. Cuma ve cumartesi günü, yangınlardan dolayı çok yoğunluk yaşandığından HTS kayıtlarına bakılamadığı söylendi. Pazar günü ise zaten bakılamıyormuş, o yüzden pazartesi günü HTS kayıtlarına bakılacak dendi. Herhalde pazartesi sabah da baktılar ve buldular. En son bulunduğu yer bu şahsın yanı olduğu için açığa çıktı diye düşünüyorum ancak tüm detayları henüz bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.
Kadınların sesi olmak için gazeteci olacaktı
Azra’nın kadınların sesi olmak için gazetecilik bölümü okuduğunun altını çizen acılı hala Medine Haytaoğlu, "Azra'ya neden Gazeteciliği seçtin diye sorduğumda bana, 'Ben öldürülen, ezilen, şiddet gören, taciz ve tecavüz edilen kadınların sesi olmak istiyorum.' demişti. Bütün kadınlar için çırpınmıştı, bu sonu asla hak etmemişti. Dünyanın en iyi kızıydı ve hep gazeteci olmak istemişti. Tek amacı, yıllardan beri istediği uğraşı buydu." dedi.
Ablasından Azra paylaşımı
Azra’nın ablası Ezgi Tuğba Haytaoğlu ise sosyal medya hesabından kardeşi için paylaşımda bulundu. "Ablamm huzurda mısın ablam" ifadeleri içeren paylaşım yürekleri burktu.
Cenazesi Osmaniye’de toprağa verilecek
Otopsi raporu ve kimlik tespitinin ardından cenazenin Osmaniye’nin Kadirli ilçesine götürüleceğini sözlerine ekleyen hala Medine Haytaoğlu, katilin gereken en üst cezayı alması için mücadele edeceklerini söyledi.
Kadın örgütleri eylem yaptı
Azra Gülendam Haytaoğlu cinayetin ardından kadın örgütleri İstanbul Kadıköy ve Antalya’da eylem yaptı.
Bakan Derya Yanık: "Davanın takipçisiyiz."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "İnsanlık dışı bir şekilde katledilen Azra Gülendam Haytaoğlu'na Allah’tan rahmet; acılı ailesine baş sağlığı diliyorum. İhtiyaç duydukları her aşamada onların yanında olacağız. Katilin mümkün olan en ağır cezayı alması için davanın takipçisiyiz." dedi.
