Dortyol.com - Haber, Son Dakika Haberleri

Refik Halid Karay kimdir?
Refik Halid Karay kimdir?

Refik Halid Karay kimdir?

Abone Olgoogle-news

Mudurnu'dan İstanbul'a göç etmiş Karakayışoğulları ailesine mensup Maliye Başveznedarı Mehmet Halit Bey'le Nefise Ruhsar Hanım'ın oğlu, gazeteci, hikayeci ve romancı Refik Halid Karay 14 Mart 1888'de İstanbul'da doğdu. 


Galatasaray Lisesi'ni bitiremeden ayrıldı


Karay, Vezneciler'deki Şems'ül Ârif ve Göztepe'deki Taş Mektep'te okudu ve bu arada özel dersler de aldı. 12 yaşında girdiği Galatasaray Sultanisi'ni (şimdiki Galatasaray Lisesi) bitiremeden ayrılmak durumunda kaldı. Daha sonra sınavlara dışarıdan girerek diploma aldı. Mekteb-i Hukuk'a (Hukuk Fakültesi) giren Refik Halit Karay, bir yandan da Maliye Merkeziyet-i Kalemi'nde memur olarak çalıştı. 


Gazetecilik yapmaya başlıyor


Meşrutiyet'in ilanından sonra öğrenimini ve katipliği bırakarak gazeteciliğe başladı. Refik Halid, önce gündelik yayınlanan Servet-i Fünun'da, sonra Ahmet Mithat Efendi'nin çıkardığı Tercüman-ı Hakikat gazetesinde makaleler yazdı. Şen Havadis adıyla ancak iki hafta çıkabilen bir gazete kurdu. 1909'da, Sanat, şahsi ve muhteremdir görüşüyle kurulan Fecr-i Ati edebi topluluğuna katıldıysa da bu topluluk içinde fazla etkili olamadı. 


Sadrazam suikastinden dolayı tutuklandı


Refik Halid Karay, basın dünyasında Kalem ve Cem gibi dönemin ünlü mizah dergilerinde Kirpi takma adıyla kaleme aldığı siyasi mizah yazılarıyla adını duyurdu. Yazdıklarıyla iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Fırkası'nı ağır bir dille eleştirdi. Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın iş başına geldiği sırada 6. Belediye Dairesi Başkatibi oldu. İttihat ve Terakki iktidarı tarafından Sadrazam Mahmut Şevket Paşa'nın bir suikast neticesinde öldürülmesinden sonra tutuklanıp, 1913 yılında Sinop'a sürüldü. 


İlk öyküsü 'Boz Eşek'


Anadolu'nun değişik yerlerinde bulunması, daha sonra Memleket Hikayeleri adlı eserine kaynaklık etti. Türk Yurdu'nda yayınladığı ünlü Boz Eşek adlı öyküsü Türk okurunun büyük ilgisini çekti. 


Posta müdürlüğüne getirildi


Refik Halid Karay 1919'da Damat Ferit Paşa hükümeti tarafından Posta Telgraf Umum Müdürlüğüne getirildi. 1922 yılında Aydede adlı bir mizah dergisi çıkardı. Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde başlayan Milli Mücadele Hareketi'ne karşı takındığı muhalif tavır dolayısıyla 1922'de Beyrut'a gitti. Daha sonra Haziran 1924'te çıkarılan yüzellilikler listesine alındı. Daha sonra Atatürk'e yazdığı pişmanlık mektupları neticesinde 1938'de kabul edilen af kanunuyla İstanbul'a döndü. 


İstanbul Türkçesi'ni en iyi kullanan yazarlardandı


Karay, 1912 yılında Yeni Lisan Hareketi'nin başlamasından sonra edebiyat dili olarak yaygınlaşmaya başlayan İstanbul Türkçesi'ni en iyi kullanan yazarlardan biridir. Usta kalemiyle, bulunduğu yerlerdeki gözlemleriyle esnaf, memur, köylü, şehirli, çiftçi hemen hemen her kesimden insanın iç dünyasını anlattığı hikayeleriyle Türk Edebiyatı'nda yeni bir çığır açtı. Dilin yapısını zorlamadan, evde ve sokakta konuşulan Türkçe ile yazmış ve büyük bir kitle tarafından sevilerek okunmuştur. Gözlem ve ayrıntıya çok önem veren Refik Halid'in anlattığı olaylar, bütünüyle yaşadığı döneme aittir.


İlk romanı İstanbul'un İç Yüzü


Refik Halid Karay'ın ilk romanı 1920'de yayınlanan İstanbul'un İç Yüzü'dür. 2. Abdulhamit döneminden 1. Dünya Savaşı sonlarına kadar geçen zamanı, çeşitli insanları, gelenek ve görenekleri çevreleriyle anlatan bu romanı, Cevdet Kudret 'Eski devir İstanbul'unun hayatı, havası ve insanlarıyla yeni devir İstanbul'unu karşılaştırdığı ve geçmiş zaman özlemini yansıttığı için Abdülhak Şinasi Hisar'ın eserini müjdeleyen bir kitap olarak değerlendirir.' Roman, eski devirdekiler, eski devir simaları, yeni devir simaları, harp devri hanımları gibi başlıklar taşıyan birbirinden bağımsız altı bölümden oluşur. Meşrutiyet döneminde iş başına geçen İttihat ve Terakki Fırkası'nı ve bunların zengin ettiği ve türettiği savaş zenginlerini yeren bir çeşit siyasal yergi romanıdır İstanbul'un İç Yüzü.


Refik Halid, Sürgün adlı romanında Osmanlı Devleti'nin yakılma dönemini ele alarak sürgündeki bir yüzbaşının yok olup gidişi ekseninde çökmek üzere olan bir sistemin bozuluşunu, değer yargılarının çöküşünü anlatır.


Romanları peş peşe yayınladı


Refik Halid Karay, 1950'lerden sonra ise daha çok Nilgün, Bugünün Saraylısı, Kadınlar Tekkesi, Bir İçim Su gibi serüven, sevda ve tutku romanları kaleme almıştır. Hikaye ve romanları dışındaki anı, sohbet ve fıkra tarzındaki eserlerinde de çoğu yaşanılan hayattan alınmış, hizmetçilerden türeme zenginlere, mirasyedi beyefendilerden yüksek sosyeteye mensup kişilere kadar farklı sosyal katmanlardan insanların resmi geçidiyle karşılaşırız. 


"Kalemi de tebessümü kadar iğneli"


Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun, "Kalemi de tebessümü kadar iğneli." dediği Refik Halid Karay'ın hikayeleri, Memleket Hikayeleri ve Gurbet Hikayeleri adlı kitaplarında toplanmıştır. Romanlarından bazılarıysa İstanbul'un İç Yüzü, Nilgün, Sürgün, Bugünün Saraylısı, 2000 Yılın Sevgilisi, Kadınlar Tekkesi, Karlı Dağdaki Ateş'tir. Mizah ve hiciv kitapları da Sakın Aldanma, İnanma, Kanma; Kirpinin Dedikleri, Ago Paşa'nın Hatıratı, Guguklu Saat ve Tanıdıklarım adlarını taşır. Anıları ise, Minelbab İlelmihrab adlı eseridir.


Hayatını yazıyla taçlandırmış Refik Halit Karay, 18 Temmuz 1965 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. 

Yorumlar

  • Ebru Aslan - 2020-07-20 15:28:59
    Döneminde Türkçeyi en güzel kullanan yazardır. Bana göre en güzel kitabı Memleket Hikayeleridir. Sürgünde yaşadığı günlerde Refik Halit Karay, eserlerinde memleket hasretini Nazım Hikmetle en iyi anlatan yazarlardandır.
  • Meltem Yılmaz - 2020-07-21 04:30:26
    Kendisi bi dönem bilmeden Atatürk le yazışmış sanırım ptt bakanıyken:)))